Almancı-Yabancı ama insan!

Bana göre İkinci Dünya Savaşı‘nı kaybeden Hitler oldu, Alman halkı değil. Halk büyük zara görmesine rağmen, eli kanlı ırkçı bir diktatörden kurtuldu. Bunun yanında savaş öncesi “otomotiv, ilaç, makina vb. ağır sanayinin temellerini atan önemli insanlarını savaşta kaybetti. Birçoğu ülkeyi terketmek zorunda kaldı. Aslında sanayi hamlesi taa 1800’lü yılların başlarında başlamıştı.

Bugün dünyada marka olan o ve yıllarda kurulan; Carl Zeiss 1847, Siemens 1847, Bayer 1863, Schott 1884, Bosch 1886, Thyssen 1891, Miele 1899, ve 1926 yılında Mercedes Benz gibi birçok şirketler zarar görmüştü.

Savaş bitince ülke Hitler’in zulmünden kurtulmuş bir şekilde yeniden kalkınmak için çalışmalara başladı. Hızla önce altyapı çalışmlarına başlandı. Tüm halk seferber olarak sağlıklı temel adımları attılar. Artık öyle bir noktaya gelindi ki iş güçü/insan gücü gerekli idi.

4 MİLYON MİSAFİR İŞCİ

İlk olarak 20 Aralık 1955 yılında İtalya ile.
1960 Yunanistan, İspanya.
30 Ekim 1961 Türkiye.
1963 Fas ve Güney Kore.
1964 Portekiz.
1965 Tunus.
1968 yılında eski Yugoslavya ile misafir işçi anlaşması yapıldı.

Hatta 1964 yılında misafir işci sayısı 1 milyona ulaştı. Bun hatırasına bir milyonuncu işci olarak gelen Portekiz’li Armando Rodriques de Sa isimli işciye bir motosiklet hediye edidi. 1973 yılında kadar olan süreçte Almanya’ya gelen işci sayısı 4 miyona ulaştı. İş sözleşmleri yıllık olarak uzatılan ve zor şartlarda çalışan misafir işciler hiç kimsenin ummadığ anda artık Almanya’da kalıcı oldu. 1960 yılında Almanya’nın (ayrılmadan önce) nüfusu 72 milyon idi. Bu gün Almanya’nın nüfusu 83.1 milyon’a ulaştı.
Ve bu nüfusun 21.9 milyon kişinin kökeni yabancı. Yani Almanya’da her beş kişiden biri yabancı kökenli. Kısaca savaş sonrası Almanya’nın bu günkü refah düzeyine ulaşması için Alman halkı ile el ele vermiş bir topluluk. Et tırnak haline gelmiş,akrabalık bağı kurulmuş, herkesin özgür bir biçimde yaşadığı yerde misafir işçi olmaktan çıkıp burada yaşamanın keyfini sürüyor. Geldikleri topraklara dönen çok fazla kişinin olmadığını da belirtmekte fayda var.

18 MİLLETVEKİLİ

Şüphesiz ağır şartlar karşılıklı fedakarlıkların yapıldığı ortamda misafir işçilerin bu gün en büyük çoğunluğunu Türkler oluştururken´, dördüncü kuşak ile beraber sayı 4 milyon civarına ulaştı. Alman vatandaşı olanların sayısı 1.5 milyona yaklaşıyor. Özellikle ilk yıllarda yaşanılan sıkıntılara rağmen 4 nesildir burada yaşayan Türkiye kökenli insanlarımız sayıları bu sütunlara yetmeyecek çoğunlukta. Artık toplumun her kesimde başarılı bir şekilde kendilerine yer buldular. Ve artık herşeyi ile Almanya’nın artık vazgeçilmez bir parçası olarak kendini kabul ettirdiler. Geldikleri ülkeyi de unutmadan yaptılar bunu!

Sadece çalışan değil, işveren konumuna geldiler. Bu gün 85 binden fazla Türkiye kökenli vatandaşlarımız kendi şirketini kurmuş durumda. Yaptıkları ciro 50 milyar Euro’ya yakın ciroyla yanlarında 750 bine yakın insanı istihdam etmekteler.
26 Eylül 2021 seçimlerinde de Federal Meclise 18 Türkiye kökenli milletvekili seçildi.

-Almanya’nın daha çok içinde olursa,
-Almanya’daki STK’larında görev alırsa,
-Almanya’daki Siyasetine aktif katılırsa
-Almanya’daki Gazete ve TV’leri yakinen izlerse
-Fiziksel olarak burada yaşayıp,ruhsal olarak kafası başka yerde olmaz ise çok daha verimli işler yapabilir.

Özetle Almanya’da yaşadıkları sorunlarının çözümü için, evine ekmek götürdüğü işyeri gibi el ele vererek Almanya’daki demokratik haklarının kullanımı için Alman dostları ile omuz omuza verirse, gelecek yıllar çok daha aydınlık olur.

ANAVATANA DÖNENLERİN SAYISI YOK DENECEK KADAR AZ

Aksini yapıp; kendi içinde paralel bir yaşam oluşturursa, çözümü başka mecralardan bekler ise gelecek karanlık olur.
32 yıldır Almanya’da yaşayan biri olarak;
-Ekonomik kriz,
-Ayrımcılık,
-Siyası baskı,
-Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması
vb… nedenlerden ötürü Almanya’dan ayrılıp Türkiye’ye dönene pek rastlamadım. Dilerim hiçbir zaman da kimse zorunlu göç etmek zorunda kalmaz! Artık buradaki nesil;
-Almanya’da „YABANCI” denilmesine,
-Türkiye’de „ALAMANCI “ denilmesine takılmadan kendine olan özgüveni ile yoluna devam ediyor. Artık önlerinde o kadar çok olumlu örnek varki ! Yeter ki onu görüp değerlendirsinler.
O zaman ; Dr.Özlem Türeci ve Prof.Dr.Uğur Şahin,Dr.Dilek Görsoy gibi insanlık için çok faydalı adımlar atabilirler.

Diğer taraftan
-Sporda:Erhan Önal,Erdal Keser,İlyas Tüfekçi,Fırat Arslan,Volkan Uluç,Fuat Kılıç.
-Sanatta:Attilla Cansever,Muhsin Omurca, Fatih Akın.
-Politikada:Cem Özdermir,Aydan Özoğuz.
-Turizmde:Vural Öger.
-Sanayide:Kemal Şahin.

gibi daha nice  isimler ilklere imza atarak misafir işçi olmanın ötesinde işler yaparak kültürlerarası köprü görevi kurdular ve başardılar.
Barış, refah ve huzur için daha fazlası mümkün…

Neden olmasın?

Bayram Aybastı