Aman hasta olmayın

 

Alman sağlık sisteminde bir çok şeylerin iyi gitmediğini az çok biliyordum. Ama 3-4 hafta önce yaşadıklarım bunu adeta teyit etti. Geçtiğimiz haftalarda basit bir grip başıma büyük bir dert açtı.

Doktor doktor dolaştım. Ne yazik ki, bir çok doktor sadece belli bir pencereden olaya yaklaşıp teşhiş koymaya çalıştılar. Sonunda tanı 'Septik Artrit' yani kısacası eklemin mikrop kapması sonucu iltihaplanması. Korkunç ağrımın yanında dizimin üzerine günlerce basamadım. En az bu şekilde 2-3 gün kaybettim.

Sorarsan cevap alıyorsun. Herkes ateş üstünde. Zamanla yarışıyorlar adeta. Sormaz isen 2-3 dakika içinde gerçekleşen 'muayene' ile yetinmek zorundasın. Tamam Alman Sağlık Sistemi Doktorları düşünmüyor diyelim. Ya o Hipokrat yemini etmiş doktorlar neden hastalarını düşünmezler? Hele o hasta kabulde oturan hemşirelerin bazıları tam bir facia. Hipokrat yemimine sadık bir kaç doktor olmazsa hala daha hastalıkla uğraşıyor olacaktım.

Onun için özellikle Dr.Trabulsi, Frau Dr.Schmalfuss, Dr.Schram veAnkara’dan sevgili Dr.Tanoğlu’na sonsuz teşekkür ederim. Ama Özel Hastalık Sigortası olanlar için her kapı açık, zaman da çok, bekleme de yok (!) Napolyon’un dediği gibi her şey 'Para,Para,Para'mı yoksa???

Biliyorum ki şu anda yaklaşık 2600’ün üzerıinde Aile Hekimi, 2000’in üzerinde uzman doktor ve 1250 civarında fizyotrapist açığı var. Bir de 2021 yılı sonu itibarı ile sadece 7 yıl sonra 50 binin üzerinde doktor yaş haddinden emekli olunca halimiz ne olur düşünmek dahi istemiyorum !!!

Türkiye’deki Yerel Seçimler

30 Mart’ ta Türkiye’ de yerel seçimler var. İlk kez Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları gelecek Genel ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde oy kullanacak. Yüksek seçim kuruluna göre bu sayı 1,5 milyon civarında. Bunun için yerel seçimler vatandaşlarımızın dikkatini her zamankinden daha fazla çekmeye başladı. Haftalardır Türk televizyonlarında mitingler canlı yayınlanıyor. Liderler hemen her gün 2-3 farklı şehirlerde miting yapıp ne yapacaklarını anlatmakta. Ben de raporlu olduğum sürede bir çoğunu izleme şamsım oldu. Böyle bir gerginlik böyle bir nezaketsizlik daha görmedim. Siyasi ahlak diye bir şey kalmamış. Meydanlarda hakerteler diz boyu. Seviye çok düşük. Herkes çamur atma yarışında. Açıklık ve şeffaflık ortadan kalkmış. Güç kimde ise yaptırım gücü de onda. Kimse dediği gibi herkesi kucaklamıyor. Sadece kendine oy verenleri kucaklayıp onların sesi olmaya çalışıyorlar....

İş öyle bir noktaya geldi ki, özellikle İktidar partisi ve diğer partiler yerel seçimi adeta 'olmak ya da olmamak' olarak görmekte. Acaba bunun altındaki gerçek nedenler neler? Bekleyip yakında göreceğiz.

Umarım Türkiye’de yaşanan bu kutuplaşma buralara sıçramaz. Herkes sağduyulu olaya yaklaşır. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmaz. Kırmaz, dökmez üzmez, üzülmez.Temennim burada yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’ deki seçimlere gösterdiği ilgi ve alakayı bizleri daha çok ilgilendiren Almanya’daki yerel ve genel seçimlerde göstermesi (!)

Umarım bir gün oda olur ama ne zaman???

Bana İzmir’den yazan bir Erasmus öğrencisi olan Marcel Schloz’un bir tesbiti var.'Türkiye’ deki seçimlerdeki hava Almanya’ya göre çok ama çok başka. Her tarafta adaylar önüne geleni öpüyor. Partizanlar caddelerde cirit atıp bir çok vaatte bulunup kluis yapıyolar. Merak ediyorum; acaba seçim bitince de seçilenler halkın sorunlarını böyle samimice dinleyip çözecekler mi? Yoksa kapılarında saatlerce bekletecekler mi?

Ne diyelim sevgili Marcel? Bekleyip göreceğiz(!!!)


Bayram Aybastı