Üniversite öğrencilerimiz
Üniversite öğrencisi deyince benim aklıma hemen 'Mont, Kotve Bot 'geliyor. En azından benim zamanımda öyle idi. Oysa Almanya’da bazılarına göre durum farklı, özellikle bizim gençlerimizde.
Bu gün Almanya’da 410 üniversite ve yüksek okul mevcut. Almanya’daki tüm yüksek öğretim kurumlarındaki öğrenci sayısı 2.120.000 civarında. Bu okullarda okuyan Türk üniversite öğrenci sayısı 36 bin’i aşmış. Bu sayı son 20 yılda ikiye katlanmış durumda. Bu çok sevindirici bir durum. Yeterli mi? Asla değil. Daha çok gençlerimiz toplumun her kesiminde etkin roller üstlenmeli ki, önümüz açık ve aydınlık olsun.
Tabii ki, bu ancak ve ancak EĞİTİM’le olacak bir iş. Tabi ki eğitimin zirvesi de yüksek öğretim, yani üniversite eğitimi. Bunun anlamı 'gelecek yıllarda önemli şirketlerin kadrolarındaAlmanya’lı Türklerin sayılarının artıp toplum içinde daha saygın konuma gelmesi' demek. İster istemez, eğitimli, kendini geliştirmiş ve sosyal yaşam içinde aktif rol üstlenen kişiler artıkça 'yıllardır katmerlemiş sorunlarımız doğru teşhiş edilir ve daha kolay çözüme ulaşılır'
Bu günkü üniversitelerde okuyan gençlerimiz çok ama çok şanslı. Etraflarında hemen hemen her meslek grubunda yüksek öğrenim görmüş ve meslek yaşamlarının zirvesinde olan ve onlara yardım etmeyi bekleyen yüzlerce 'abileri' mevcut.
Ne yazik ki benim gördüğüm kadarı ile birçok genç kardeşlerimiz bu tecrübeli abilerinden yaralanma yoluna pek gitmiyorlar. Sadece gençlerimizin çok azı okullarının dışında sosyal aktivitelerin içinde yer alıyorlar. Bu aktiviteler neler olabilir? (Bu aktiviteler hem Türk hem de Alman çalışma grupları içinde olmalı sadece tek taraflı değil.)
-Bir dernekte görev almak. Ki bu tip onlarlarca ciddi dernekler mevcut.
-Siyasi Partilere üye olup çalışma gruplarında görev alma
-Spor kulüplerinde aktif rol üstlenmek
-Bir çok vakıf çalışmalarına katkı sağlamak
-Türkçe’lerini geliştirme adına Türkiye ile yakın temasda bulunma
-İngilizce’lerini geliştirme adına dünya ile kontak kurma.
-Yaşadakları şehir ile ebeveynlerinin geldiği şehir arasında köprü kurmak 'Kardeş Şehir'gibi
-Öğrenim gördükleri alanda ilgili bir çok bilimsel etkinliklere katılma ve organizasyonlarda görev almak
- Vb.....daha neler neler.
Evet bir de kitap okumak. aaaaaa o da ne? Ne bileyim bir Türk ya da Alman klasik romanın okunması. Ne yazık ki okuyana çok az rastladım. Nedenlerini kendilerine sorduğumda 'zamanlarının olmadığı' şeklinde cevap vermekteler.
Oysa o verdikleri cevaba kendileri de pek inanmıyorlar. Kaçamak cevap veriyorlar. Zamanlarının olduğunu pek ala kendileri çok iyi biliyorlar.
Kendi kendilerine savunma moduna geçip 'kendi kendilerini kandırmaları' en büyük delalet değil mi? En çok tahammül edemediğim şey de bir üniversite öğrencisinin saatlarce 'PLAY-STATION' oynaması ve saatlarce bilgisayar başında 'chat' leşmesi. Hani vakit yoktu? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Yıllardır işi gereği üniversite öğrencileri ile bire bir kontak halinde olan biri olarak bu olumlu işleri yapan ve zamanlarını çok olumlu kullanan başka milletlerden olan gençlere şahit olmuşumdur. Ki bu gün hepsi önemli yerlere geldiler. Gerçekten bu öğrencilerden bir çokları ailelerinden çok az ekonomik destek görmelerine rağmen kendi imkanları ile, hatta çalışarak bir çok konuları da kendilerini yaşama hazırlamak adına çok çalışarak başardılar.
Oysa ki bizim gençlermiz için 'aileleri' her fedakarlığı yapıp adeta kendilerini çocuklarına adamış çok aile biliyorum. Hoş, çocuklarının kaçıncı sınıfa gittiğni bilmeyen aileler olsa da? Bir çoğu her türlü gelişime açık.
Gençlerimiz şunu anlamak ve bilmek zorundalar; Bir yerlere gelebilmek için sadece diploma yeterli değil.Uzmanlık alanları dışındabirçok insani ve kendi psikolojikdurumları ile ilgilikonularda mutlaka çok yönlü olmak zorundalar.Çünkü gerçek iş yaşamında işiniz gereği birçok kesimlerden insanlar ile muhatap olduğunuzda onlar da sağlıklı iletişim kurmanız için çok iyi bir altyapıya sahip olmanız gerekmektedir.Bu altyapının oluşması da yüksek öğrenim yıllarında alınan dersten ayrı başka konulara da kafa yormanız ve o ortamlarda bulunmuşolmanızdan geçer.
Haydi gençler iş başına; ne duruyorsunuz ???
Bayram Aybastı