Sen de mi Vorfelder

 

Bültenimizi takip edenler gayet iyi bilir ki, Almanya’da son zamanlarda olumlu gelişmelerin yanında çok olumsuz gelişmeler olmakta.

-Zwickau merkezli (NSU) isimli neonazi yeraltı hücresinin cinayetleri

-Köln Eyalet Mahkemesi'nde görülen bir davada sünnetin kanunlara aykırı bir yaralama eylemi olarak tanımlanması

-Hala Almanya’nın Türkiye’den gelen herkese vize uygulamasına devam etmesi

-Almanya’daki Türk taraftarların maçlarda saha içine girmesini ve çıkardığı olayları gerekçe olarak gösteren Almanya Futbol Federasyonu’nun Almanya sınırlarında Türk takımlarının hazırlık maçılarını 'sadece seyircisiz'oynamasına izin vermesi.

Buna rağmen Trabzonspor’un 2 maçını iptal etme yerine seyircisiz oynamasını anlamış değilim(!)

Ve en son olarak da Alman Futbol Federasyonu (DFB) Onursal Başkanı Gerhard Mayer-Vorfelder’in gündeme bomba gibi düşen açıklaması.

'Milli takım antrenörü söylemeyen oyuncularla özel olarak konuşarak milli marşı söyleme zorunluluğu getirmelidir. Löw sürekli olarak oyuncuları bu konuda zorlayamayacağını söylüyor. Ben de oyuncuların bu konuda zorlanması gerektiğini söylüyorum. İhtarlara uymayıp milli marşı söylemeyi reddeden oyuncular milli takım kadrosuna alınmamalıdır.'

Yıllardır Alman Futbolu’na yön vermiş ve VfB Stuttgart gibi takımın başkanlığını yapmış birisinin böyle bir açıklama yapması çok talıhsiz bir açıklama. Temennim gelecek günlerde bunun için'yanlış anlaşıldım' diye bir açıklama yapması(!) Bu tip uygulamalar ne yazık ki, Avrupa’nın her türlü konuda lokomotivi konumundaki demokrasinin beşiği olan bir Almanya’ya hiç ama hiç yakışmıyor. Umarım en kısa zamanda ülkeyi yöneten siyasiler bu ayıplar karşısında sorumlu davranarak gerekli önlemleri bir an önce alırlar(!)

 

ALMANCI MUAMELESİ YAPILMASIN

 

Çok yoğun ve yorucu geçen bir dönemin ardından bazı eyaletlerde okul tatili başladı. Okul tatili ile birlikte bir çok vatandaşımız 'Anavatan'a doğru yola koyuldular. Tek dilekleri 'eş,dost, arkadaşları ve akrabaları ile ile hasret gidermek.Eski günleri yad etmek. En önemlisi de çocuklarına anavatan sevgisini aşılamanın yanında atalarının geldiği yerleri göstermek tanıtmak ve onların zihinlerine geçmişi iyice kazımak.' Çünkü bir gerçek var ki, 'nereden geldiğini bilmeyen bir toplumdan kimseye yarar gelmez.' Ama doğrusu her tatil öncesi olduğu gibi, ki buna bende dahil etrafımdaki bazı insanların biraz tedirgin olduğunu gördüm. Nedeni ise anavatanda 'ALAMANCI' muamelesi görmek. Ne yazık ki, bu klişe davranış biçimi yıllardır hala aşılamadı. Her yaz tatili dönüşünde 'Filmlere konu olacak' kadar değişik olaylar ile karşılaşan insanımızla karşılaştık. Umarım bu yaz tatili dönüşü, ben de dahil, çok pozitif duygu ve düşünceler ile anavatanımızdan ayrılır; gelecek yıl için şimdiden plan programımızı yaparız.

Ey ülkemin asil insanları 'nasıl ki sizler buralara geldiğinizde bizler sizlere her şeyden önce sadece insan olduğunuz için kucak açıp sizleri koruyup kolluyorsak, lütfen sizler de bizlerden o insani yakınlığı ve şefkati esirgemeyiniz' Sizler de bizleri makam ve mevkii mize göre değil, 'kardeşlik duyguları'içinde kucaklayınız. Biliniz ki, bizlerin sırtındaki yük sizlerden daha hafif değil. Biliniz ki, Almanya’da yaşayan milyonlarca yaşayan insanın kalbi sizler için atıyor. Bunlara Türkiye’min her köşesinden bir çok dostum bizzat burada bize yakışan'misafirperferliğe'tanık olmuşlardır.

 

Sizleri seviyoruz; çünkü başka Türkiye yok.

 

 

Bayram Aybastı

aybasti@almanyabulteni.de