-
Aa
+
 
 

İçimdeki boşluğu dolduracak şeyi buldum

Sevgili günlük!

Sanki söylenecek söz kalmamış gibi. Her şey bin bir versiyonu ile söylenmiş. Arıyorum, okuyorum, ama beni ve içimdekileri anlatabilecek bir şey bulamıyorum. Ya sitemkâr cümleler, ya bedduaya yakın sözler, ya sahte mutluluk tavsiyeleri… Yok bunlar yetmiyor. Elbette ben de bazılarını paylaştım bu cümlelerin. Genelde pozitif bir his bırakanları paylaşmaya gayret gösterdim hep. Ama yetmiyor. Hep bir şeyler eksik sanki. İçimde o kadar cümle var da, ben kuramıyorum gibi. Şöyle bir düşündüm. Tek cümleyle açıklanacak gibi değil hiç bir şey. Daha fazlası var.
Bir yandan o kadar yaşanmış güzellikler var ki… Bir yandan da çok büyük acılar var. Umut var yine de, yaşama sevinci…
Kaybetmek istemediğim ama zaman zaman zorlandığım…
Sonra, bir boşluk var sanki. Neyle dolduracağımı bilemediğim bir boşluk.
„Keşke huzurla doldurabilsem“ dediğim. Nasıl yapılır ki böyle bir şey? Huzurlu olmak için ne gerekli?
Küçük bir çocuğu mutlu ettiğinizde aldığınız o koşulsuz sevgi mesela.

MUTLULUKLARDA BİZİM DE PAYIMIZ OLSUN

Ya da yaşlı ve yalnız bir teyze ile sohbet ettiğinizde o insanın gözlerindeki o parıltı. Hasta bir çocuğu olan bir aileye yaptığınız para yardımı ya da. O insanların minnettar bakışları. Özürlü bir insanın hayatını kolaylaştırmasına yardımcı olmak. Bunlar huzur vermez mi bize? Muhtaç olan bir insanın mutluluğunda bizim de payımız olsa, bu daha büyük mutluluk demek değil midir?
Evet sanırım içimdeki boşluğu dolduracak şeyi buldum. Aslında her zaman bildiğim şeydi bu. Fakat son dönemde kendimle o kadar meşguldüm ki bunu unutmuşum. Paylaşmak. Vermek. Ne gerekiyorsa onu. Nerede gerekiyorsa orada. Evet bu. Bununla doldurabilirim o boşluğu. Bir sonraki yazımın başlığı da belli oldu böylelikle. Mutluluk ver. Mutluluk gör. Ve huzuru bul…

Hülya Nazlıcan