-
Aa
+
 30/01/2014
 

Bir başka bahara – Ali Yağız


23 Eylül 2013’te yapılan seçimler sonrası oluşan CDU/CSU/SPD koalisyon hükümetinde bir Türk asıllı bakanın yer alması, basında ‘sıradışı’ bir haber olarak yer aldı. Sıradışı olması ise Türk asıllı birinin ilk defa federal bazda bakanlık görevine atanmış olmasıydı.‘Göç’ün 52. yılına denk gelen bu önemli hadise özellikle de Türk kökenli göçmenleri ziyadesiyle sevindirdi.

Göç ve Uyumdan sorumlu Devlet Bakanı olarak atanan Aydan Özoğuz, Hamburg doğumlu, eğitimini Almanya’da tamamlamış ve Hamburg Eyaleti İçişleri Senatörü Michael Neumann’la evli. Aynı zamanda SPD Genel Başkan Yardımıcısı da olan Özoğuz’un başarısı öyküsü, özellikle genç yaştaki göçmenler için büyük önem arzetmektedir.

Aydan Özoğuz‘un Göç ve Uyumdan sorulu Devlet Bakanı olarak görev alması ilk bakışta kulağa hoş gelse de, bir başka bakanlığa atanması belki de daha anlamlı olurdu. Nedenine gelince.. Bir kere bu bakanlık bir Devlet Bakanlığı ve geçmişi de fazla değil. Bu bakanlık bir bakıma Şansölye’nin müşaviri gibi çalışma durumunda. Kısacası, diğer bakanlıklarla kıyaslanacak ne ekonomik ve ne de siyasi serberstliğe sahip.

Bu bakanlık aslında ilgili bakanlıklar arasında bir ‘koordinasyon’ görevini ifa ediyor görünümünde. Daha anlaşılır bir ifadeyle bu bakanlık; diğer bakanlıklarla kıyaslanamayacak derecede kendi başına karar almada ve kararları uygulamada özgür değil. Hülasa; alınacak her kararda bizzat CDU Genel Başkanı Şansölye Merkel’in onayı gerekecek.

Koalisyon görüşmelerinde Merkel’in katı tutumu ve SPD’nin kırmızı çizgilerinden geri adım atması dikkate alındığında sayın Özoğuz’un işinin pek de kolay olmadığı aşikâr.

Sayın Özoğuz’un bu şartlar altında beklenen performansı gösterememesi halinde ihtimaldir ki, fatura tüm göçmenlere kesilecek, belki de onun şahsında tüm göçmenlerin ‘kendilerini ilgilendiren konuda dahi başarılı olamıyorlar’ savıyla bu gibi önemli görevlere gelmelerinin önü kesilebilecektir.

Diğer yandan seçim öncesi SPD tarafından söz verilen ve hatta koalisyon görüşmeleri esnasında SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel’in çifte vatandaşlık konusunda sarfettiği ve delegeler tarafından uzun süre ayakta alkışlanan ‘aksi halde koalisyonda yokuz’ mealindeki sözleri hem Türk kökenli delegeleri ve hem de ‘Çifte Vatandaşlık bu defa tamam’ nazarıyla büyük ümitler besleyen ve SPD’nin bu söylemi nedeniyle ağırlıklı olarak SPD’ye oy veren göçmenler büyük ölçüde hayal kırıklığına uğradılar.

Nitekim bu defa göçmenleri ‘Köken vatandaşlığı’yla ‘Alman vatandaşlığı’ arasında tercihe zorlayan‘Opsiyon Modeli’ ayıbının kaldırılacağı sözü, hem yıllarını burada tüketmiş erişkinlerin ve hem de burada dünyaya gelmiş, burada sosyalizasyonunu tamamlamış, birçoğunun anadilini dahi konuşamaz olduğu, iletişim dili Almanca olan gençlerin heveslerinin kursaklarında kalmasına sebep olmuştur.

Halbuki Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, CDU/CSU/SPD koalisyon görüşmelerinden önce CDU ile yaptıkları olası koalisyon görüşmelerinde CDU’nun ‘Çifte Vatandaşlık’ konusuna itiraz etmediği ile ilgili açıklamalar yapmış, topu adeta SPD’ye atmıştı.

Mevcut durum bize özetle; ‘Göçmenler yarım asır sonra sadece gençler için engel teşkil eden ‘Opsiyon Modeli’nin kaldırılmasıyla yetinecek ve çifte vatandaşlık için bir başka baharı bekleyecekler’ demektedir. Kaldı ki ‘Opsiyon Modeli’ tüm Almanya doğumlularını mı, sadece bu model kapsamında olanları mı ya da yürürlüğe girecek tarihten sonra doğanlar mı kapsıyor, orasıda oldukça muğlak!


Bize düşen ise, bekleyip görmek..


Ali Yağız