-
Aa
+
 16/01/2019

Essen’de Türkiye-Almanya ilişkileri konulu fotoğraf sergisi

Essen’de Türkiye-Almanya ilişkileri konulu fotoğraf sergisi

Türkiye ile Almanya arasındaki köklü ilişkilerin tarihine ışık tutmak amacıyla Türkiye Cumhurbaşkanlığı himayesinde T.C. Essen Başkonsolosluğu ve INIMB (Institut für interkulturelle Musik und Bühnenkünste e.V.) işbirliğiyle 14-25 Ocak 2019 tarihleri arasında Essen Kütüphanesi’nde düzenlenen Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu‘ndan Türkiye-Almanya ilişikileri‘ konulu fotoğraf sergisi açılışı programında Duisburg-Essen Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Ahmet Ünalan Türk Alman tarihinin 1871 – 1918 evresini  belgelerle anlattı.

ORTAK TARİHİ MİRASIMIZA IŞIK TUTUYOR

INIMB tanıtımıyla başlayan program T.C. Essen Başkonsolosu Şener Cebeci’nin açılış konuşmasıyla devam etti. Başkonsolos Cebeci, „Türk-Alman ilişkilerinin tarihi yüzyıllara dayanan kökleri vardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk Berlin elçisi Ahmet Resmi Efendi Prusya kralına güven mektubunu 1763 de takdim etmiştir. Elbette bütün ilişkilerde olduğu gibi Türk – Alman ilişkilerinde de bazı dönemler sıkıntılar da olmuştur. Ama Türk – Alman ilişkileri ekseriyetle yüzyıllar içinde dostluk çerçevesi içinde gelişmiştir. Bizim karşılıklı olarak görevimiz bu ilşikilerin en iyi düzeyde devam etmesini sağlamaktır. Bundan dolayı bu tür sergiler ve akademik programlarla Türklerin ve Almanların ortak tarihi mirasına ışık tutulmasını sağlıyoruz ve sivil toplum kuruluşlarımızın bu tür etkinlikleri düzenlemesini destekliyoruz.“ dedi.

1871-1918 ARASI TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİ

Duisburg - Essen Üniversitesi öğretim görevlisi siyasetbilimci Dr. Ahmet Ünalan Türk Alman ilşiklerininin 1871 – 1918 evresini belgeler eşliğinde anlattı. Dr. Ahmet Ünalan üniversitesindeki habilitasyon – profesörlük sürecinin ve kürsü vekaletinin yanısıra siyasi danışmanlık yapıyor. Dr. Ahmet Ünalan Kayzer Wilhelm II ve Sultan 2. Abdülhamid‘in tahta çıktıkları evrenin sosyal, siyasal ve tarihsel arkaplanını aktararak bu çerçevede gelişen Türk – Alman ilişiklerine ışık tuttu. Dr. Ünalan, „Osmanlı ile Alman İmparatorluğu 1871 ve 1876 evrelerinde meşrutiyetlerini ilan etmiş monarşilerdir. Benzer bir şekilde her iki ülke de gecikmiş uluslaşmanın ve gelişmişliğin sıkıntıları içinde özellikle Britanya, Fransa ve Rus İmparatorluğu ile bir rekabet içinde bulunmuşlardır.“ dedi. Dr. Ahmet Ünalan Kayzer Wilhelm II ve Sultan 2. Abdülhamid‘i karşılaştırdığı konuşmasında: „Kayzer Wilhem II özellikle Britanya rekabeti ve kompleksi içinde bulunmaktadır. Alman Mülkünün 1871 sonrası hızlı ekonomik ve sosyal gelişimini koloniler edinme ve askeri donanmanın güçlendirilmesiyle  taçlandırmak istemiştir. Sultan 2. Abdülhamid siyasetiyse daha  dengeli, diplomatik ve akıllıcadır. Sultan 1875 ekonomik buhranından ve imparatorluğun Dünyü Umumi’ye (Osmanlı Bankası) bağlanmasıyla ve 93 harbinin getirdiği toprak kayıpları ve ağır sonuçlarıyla çok zor şartlarda imparatorluğu yönetmiş, birarada tutmaya çalışmış ve ciddi modernizasyon reformları yapmıştır. Buna rağmen kaçınılmaz bir şekilde İmparatorluk trajik sonuna yaklaşmıştır.“ dedi.

KARŞILIKLI ÇIKAR İLİŞKİSİ

Türk – Alman ilşiklerinin karşılıklı olarak bir çıkar ilişkisi çerçevesinde geliştiğini belirten Dr. Ünalan, „Almanlar Britanya ile rekabet ilişkisinde özellikle Türk İmparatorluğu’nun çıkarlarıyla noktasal olarak denk düşen ilişkiler geliştirmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya ile ilişkileri geliştirmesinin temel nedeni ekonomik ve askeri modernizasyonla alakalıdır. Ayrıca eğitim ve içtimai gelişimde Almanların önemli katkısı olmuştur. Ama ne olursa olsun ilişikler doğal olarak rasyonel bir çerçevede gelişmiştir. Osmanlı’nın Almanya ile ilişkilerde denge politikası gözetmediği tespiti yanlıştır“ şeklinde konuştu.

DENGE POLİTİKASINA RAĞMEN TRAJİK SON

Sunumunun devamında Dr. Ahmet Ünalan: „Denge politikasına rağmen iki imparatorluk da trajik sonlarına I. Dünya Savaşı ile yaklaşmışlardır. Kayzer Wilhelm büyük ölçüde Birinci Cihan Harbi‘ni provoke etmiş ihtiyatlı davranmamıştır. İttihat ve Terakki hükümetiyse hem ekonomik nedenlerle, hem de imparatorluğun dağılma eğilimini önlemek için Almanlarla müttefikliği çare olarak değerlendirmişlerdir.“ tezini savundu.

İSTANBUL-BAĞDAT VE İSTANBUL HİCAZ DEMİRYOLU ANTLAŞMALARI

Dr. Ahmet Ünalan: „Kayzer Wilhelm II bu ilişikleri pekiştirmek için 1898‘de İstanbul, Kudüs ve Şam gezileri düzenlemiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun bağışı ve izniyle Kudüs’e Kurtuluş Kilisesi’ni yaptırmış ve açılışını yapmıştır. Bu gezi esnasında dünyada ekseriyetle Britanya esaretinde yaşayan Müslümanların koruyucusu olduğunu ilan etmiştir. Böylelikle İslam coğrafyasında sempati kazanmak istemiş, Britanya’yı hedef almış ve sömürülen Müslümanların ayaklanmasını ve böylelikle Britanya’nın zayıflamasını sağlamak istemiştir.“ dedi ve „Bu gezi çerçevesinde İstanbu - Bağdat, İstanbul – Hicaz demiryolunun yapımı antlaşması sağlanmıştır. Geziden anı olarak ayrıca Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Alman Çeşmesi hatırası kalmıştır.“ diye devam etti.

ABDULHAMİD TEKNİK YENİLİKLERE AÇIK BİR SULTAN

Dr. Ahmet Ünalan fotoğraf sergisinin de konusu olan fotoğrafların da  teknik yeniliklere çok açık olan Sultan Abdülhamid’in diplomatik ilişkilerde hediye olarak takdim ettiği bir unsur olduğunu belirterek: „Sultan, teknik yeniliklere açıktır, bu yüzden büyük bir fotoğraf koleksiyonu miras kalmıştır.“ açıklamasını yaptı.

VAHDEDDİN’E REFAKAT EDEN MUSTAFA KEMAL PAŞA ALMANLARIN DİKKATİNİ ÇEKİYOR

Neredeyse sunumunun tamamını Almanca olarak yapan Dr. Ünalan sunumun son bölümünde davetlilere Türkçe olarak hitap etti. Dr. Ahmet Ünalan: „Tarih bazen trajik anlara sahne olur. Bazen eski ve yeni yanyana gelir. Bu anlardan birisi de Kayzer’in İstanbul gezisine iade’-i ziyaretinde gerçekleşmiştir. Veliaht Mehmet Vahdettin’e Almanya gezisinde yaver olarak 36 yaşndaki Mustafa Kemal Paşa eşlik etmiştir. Gezinin bir bölümünde Essen şehrine ziyaret gerçekleşmiş, Krupp fabrikası ziyaret edilmiş ve Villa Hügel’de Veliaht Mehmet Vahdettin’in onuruna akşam yemeği verilmiştir. Mustafa Kemal Paşa Almanlarla ilişiklere daha mesafeli ve eleştirel bakan biridir. Eleştirilerini de açık şekilde ve diplomatik dili de zorlayarak dillendirmiştir. Anafartalar zaferinin kahramanı olarak Almanların gözünde dikkat çekmiş olan Mustafa Kemal Paşa bu gezide daha da dikkat çeken bir şekilde Alman Dışileri Arşivi notlarında izlendiği anlaşılmaktadır. Nitekim bir kaç yıl sonra Türkiye’nin kurtuluş mücadelesini örgütlemiş ve Cumhuriyeti kuran kişi olarak da Mustafa Kemal Atatürk tarihin sahnesinde saygın yerini almıştır.“ dedi.

İLİŞKİLERİN GELİŞMESİ HEPİMİZİN SORUMLULUĞUNDADIR

Dr. Ahmet Ünalan: „1898 de gerçekleşen Sultan ve Kayzer buluşmasından miras kalan ve serginin konusu olan bu nadir ve güzel fotoğraflar iki ülke arasındaki bağlardan sadece biridir. Bunun dışında her iki ülke tarihi özellikle Almanya’daki Türklerin ortak tarihi ve kaderidir. O yüzden bu evrenin iyi bilinmesi, değerlendirilmesi ve dostluk ilişkilerinin bu tarihi miras gözönünde bulundurularak gelişmesi hepimizin sorumluluğundadır’ dedi ve sergiyi düzenleyen INIMB yetkililerine ve özellikle T.C. Essen Başkonsolusu Şener Cebeci’ye teşekkürlerini bildirdi. Fotoğraf koleksiyonu sergisi 14-25 Ocak 2019 tarihleri arasında Essen Kütüphanesi’nde devam edecek.

Haber: (Almanya Bülteni) – Essen

Local Haberler