Beslenme konusunda 7 hatalı bilgi

Beslenme konusunda kulaktan kulağa yayılan bir çok yanlış bilgi var. Yıllarca demir deposu olarak bilinen ıspanak, c vitamini deposu olarak bilinen limon, tereyağından sağlıklı bilinen margarin. Peki bunların hangisi doğru, hangisi yanlış bilgi? Konuyu okurlarımız için araştırdık.
'VİTAMİN DEPOSU LİMON'
Ne zaman soğuk algınlığından dolayı hapşırmaya ya da öksürmeye başlasak, ilk olarak bol limonlu sıcak suya sarılırız. Oysa limondaki C vitamini oranı sanıldığı kadar yüksek değildir. Uzmanlar, kırmızı biberde ve maydonozda tam üç kat daha fazla, 'açelora kirazı' ya da 'barbados kirazı' olarak bilinen kiraz çeşidinde ise limondan 30 kat daha fazla C vitamini bulunduğunu söylüyorlar.
'MANTAR YEMEKLERİ ISITILMAZ'
Halk arasında yaygın bir başka bilgi de mantar ve mantarlı yemeklerin soğuduktan sonra yeniden ısıtılarak yenmemesi gerektiğine dairdir. Oysa ısıtılan mantarın özel bir tehlikesi bulunmamaktır. Uzmanlar, artan yemeğin önce 45 dakika süreyle derin donduruca hızla soğutulduktan sonra en fazla 24saat süreyle buzdolabında saklanabileceğini söylüyorlar. Yemeklerin yeniden ısıtılmasında dikkat edilmesi gereken husus da, yemeğin olabildiğince hızlı şekilde 70 derecenin üzerine çıkacak şekilde ısıtılmasıdır.
'ISPANAK DEMİR DEPOSUDUR'
Ispanağı demir deposu sanmak, dünyada en yaygın bilinen efsanelerden biridir. Gerçekte 100 gram ıspanakta sadece 4 miligram demir bulunur. Bezelyede ıspanaktan daha fazla demir bulunmaktadır. Ancak bu ıspanağın kötü bir besin olduğu anlamına gelmiyor. Ispanakta vitamin, protein ve diğer mineraller açısından oldukça zengindir. Uzmanlar, illa demir almak isteyenlere ciğer yemelerini öneriyor. Ciğer demir açısından son derece zengindir. Kabuklu meyveler, istiridye ve horoz mantarı da gerçek birer demir deposudur.
'TIRNAKLARDAKİ BEYAZ LEKELER KALSİUM EKSİLİĞİNİ GÖSTERİR'
Bu tam bir şehir efsanesidir. Tırnaklardaki beyaz lekeler, dışarıdan gelen bir darbe, baskı da tırnak zarının zarar görmesi sonucu oluşur. Uzmanlar, tırnaklardaki beyaz leke olarak gözükenin aslında tırnak içindeki hava kabarcıkları olduğunu ifade ediyor.
'EKŞİ NEŞELENDİRİR'
Ekşi bir elmayı ısırdığımızda yüzümüzün aldığı şekli hepimiz biliriz. Ama ekşinin insanı keyiflendirdiği söylencesinin aslı var mı? Malesef hayır. Almancada 'Sauer macht lustig' olarak bilinen bu söz, aslında çeviri hatasından kaynaklanan bir yanlış bilgidir. Sözün aslı 'Sauer macht gelüstig'dir, ki bu da 'ekşi istah açar' anlamına gelmektedir. Gerçekten de ekşi, midede salgıladığı enzimler nedeniyle insanda yemek yeme dürtüsüne yol açmaktadır.
'MARGARİN TEREYAĞINDAN İYİDİR'
Uzun yıllar basından tereyağının zararları üzerine uzun uzun yazılar haberler okuduk. Bu haberlerde tereyağının zararlı olduğu, bitkisel kökenli olduğu için margarinin daha sağlıklı olduğu yer alıyordu. Uzmanlar bunun da yanlış bir bilgi olduğunu belirtiyorlar. Aslında margarinde sertleştirme sürecinde ortaya çıkan transyağlar kolestrol için epeyce zararlı. Bu 'kötü' LDL-kolestrini kandaki 'iyi' HDL-kolestirini düşürüyor ve bu da kalp damar hastalıkları riskini artırıyor. Beslenme uzmanları hiç bir endişe duymadan günde 25-30 gram tereyağı yenebileceğini ifade ediyorlar.
'BAL ÖKSÜRÜĞE İYİ GELİR'
Halk arasında balın soğuk algınlığı ve öksürüğe iyi geldiği bilinir ve bu son derece doğru bir bilgidir. Uzmanlar balın içindeki enzimlerin soğuk algınlığı ve öksürüğün tetikleyci virüslerini öldüren bir etkiye sahip olduğunu belirtiyorlar. Bal ayrıca anti-baktriyel bir etkiye sahip. Ancak balın ısıtılarak içmemeye dikkat etmelisiniz. Zira ısıtılan baldaki faydalı ve iyileştirici enzimler ölüyor. Uzmanlar çay ve süt gibi içine bal katılarak içilen içeceklerin ılıtıldıktan sonra içine bal eklenmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Haber: (Almanya Bülteni) – Berlin