Baraner ile ITB’nin ardından

Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı
Hüseyin Baraner ile ITB Berlin Turizm Fuarı’nda söyleşi.Berlin (mt) - Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı ve Avrupa’nın en büyük turizm şirketi olan TUI AG’nin Türkiye Temsilcisi Hüseyin Baraner kuşkusuz Türk turizminin önde gelen duayenlerinden biri. Sayın Baraner röportaj teklifimizi kırmadı ve kendisi ile geçtiğimiz hafta gerçekleşen ITB Berlin Turizm Fuarı’nda (Internationale Tourismus Börse) 'Türk Turizmi ve Çevre' başlığı altında röportaj yapma şansımız oldu. Röportajın kısa versiyonunu burada yayınlıyoruz:
Sayın Baraner, 'Türk turizmi ve çevre' dendiği vakit aklınıza ilk gelenler nelerdir?
Hüseyin Baraner: Durum eskisi gibi değil artık. Sürdürebilirliği olmayan yatırımların içinde müşteri rahatsız olduğunu bize doğrudan hissettirmeye başladı. Bu da tabii dikkate alınması gereken önemli bir durum. Zira işlerin uzun vadeli yürüyebilmesi için çevreye önem verilmesi gerektiğini artık herkes anladı. Yalnız çok spesifik sorunlar var. Birincisi: Çevreyle ilgili her yaklaşım belirli bir bütçe gerektiriyor. Bu hâlâ bazı yatırımcıları ürkütebiliyor veya çevreyle ilgili o düşünceyi gerçekleştirmemeye, o projeyi hayata geçirmemeye yönlendirebiliyor. İşte bunu aşmamız lâzım. İkincisi: Belki Türk devleti çevreyle ilgili yatırımlara, çalışmalara ve ek iyileştirme prosedürlerine değişik destekler sunabilir, sübvansiyonlar verebilir. Gerçi davlet bu tür malî destekler veriyor ama bunları daha da genişletip hızlandırabilir.
Peki çevresel koşulları sorgulayan sadece otellere konuk olan müşteriler mi?
Hüseyin Baraner: Gerçekten de çevre kriteri rezervasyon aşamasında müşterinin ilk sorguladığı sıfat haline geldi. Yani kötü bir çevrenin ortasına dünyanın en iyi tesisini dahi yapsanız, en iyi hizmeti verseniz müşteri itibar etmiyor. Çevre, özellikle deniz suyunun kalitesi, yiyeceklerin nereden ve hangi mesafedlerden temin edildiği ne şekilde hazırlandığına kadar çok ciddi müşteri sorgulaması da başladı. Ancak tur operatörleri de bu konuyu çok ciddiye alıyorlar. Bunlar yıllık anlaşmalarını yaparken otellere ilk yönelttikleri soruların başında çevreyle ilgili sorular geliyor. Dolayısıyla otel sahipleri ya da işletmeciler de çevre bağlamında oldukça duyarlı bir hale geldi.
Çevre kaygısı en çok hangi boyutuyla kaale alınıp işleniyor?
Hüseyin Baraner: Çevre bağlamında en aktüel konu şu aralar günes enerjisinden faydalanma meselesi. Isıtmadan soğutmaya ve sıcak su elde edilmesine kadar güneş enerjisinden faydalanılması ilk sırada.
Otelcilerin çevreye yaptıkları yatırımlar yeterli oluyor mu peki?
Hüseyin Baraner: Çevre denince sadece otellerde yapılan çevre düzenlemeleri anlaşılmamalı. Türk turizmi destinasyonlar açısından çok hızlı gelişiyor. Ne yazık ki bu nedenle çevre tahribatı da yaşandı geçmişte. Bunu kabul etmek durumundayız. Bu anlamda turizmcilerin muhattabı tabii ki belediyeler. Onlar da yenilerini yaptırmaktan çok yıktırma eğilimi içindeler. Strateji bu yönde gelişiyor. Bazı binalar yıkılıyor, oralara ağaçlar dikiliyor. Sahildeki kimi yapılar yıkılıyor sahil şeridi temizleniyor ve yeniden düzenleniyor, halka açılıyor.
Haber: memoriaturca / Yücel Sivri ( www.almanyabulteni.de )