Kredi alırken dikkat

 

Tüketici Kredisi (Verbraucherkredit ya da Verbraucherdarlehen) terimi, bir finans kuruluşu tarafindan özel bir kişiye verilen ve faiz yükümlülüğü olan ödünç parayı tanımlamak için kullanılmaktadır.

Kredi konusunda yapılacak olan reklamlar, bilhassa krediye teşvik eden yüzeysel reklamlar yasa ile sıkı kontrol altına alınmıstır. Buna göre, kredi konusunda reklam yapan kuruluş sadece tek bir rakam ile, mesela sadece çok düşük bir faiz orani ile kredi konusunda reklam yapamaz. Faiz oranının yanında adı geçen kredi ile ilgili müşterinin ödemesi gereken diğer masraflar konusunda da bilgi vermek ve bunu gerçege yakın rakamsal bir örnekle açıklamak zorundadır. (§ 6a der Preisangabenverordnung, Werbung für Kreditverträge)

Kredi konusunda faiz oranını kullanarak reklam yapan bir finans kuruluşu, örnek olarak verdiği faiz oranını, bu reklam aracılığıyla müşterileri ile yaptığı kredi anlaşmalarının en az üçte ikisinde kullanmak zorundadır. Yani % 5,90 faiz oranı ile reklam yapan bir kuruluşun, kredilerinin büyük bir kısmını % 9,99 faiz oranı ile vermesi yasaya uygun değildir. Reklam içerisinde açık, anlaşılır ve göze çarpacak bir şekilde nominal faiz oranı (Sollzins), net kredi miktarı (Nettokreditbetrag) ve efektif (Effektivzins) oranı belirtilmek zorundadır. 'Faiz oranı tüm kredi süresi boyunca mı geçerlidir, yoksa degişken faiz sistemi mi uygulanmaktadır, müsteri baska hangi masrafları dikkate almalıdır?' gibi konuların hepsi reklamda belirtilmek zorundadır. Yasanın amacı düşük faiz oranları ile reklam yapılmasını, fakat daha sonra müşterinin kredibilite (Bonität) durumundan dolayı reklamlardakinden daha yüksek faiz ile kredi verilmesini, dolayısıyla insanların mağdur durumda bırakılmasını engellemektir.

ANLAŞMALAR 14 GÜN İÇERİSİNDE MASRAFSIZ İPTAL EDİLEBİLİR

Tüketici Kredisi Alman Vatandaşlık Yasası’na göre (§ 492 BGB) yazılı formda gerçekleşmek zorundadır. Elektronik ortamda (Internet) kredi anlaşması kesinlikle yasaklanmıştır. Yasanın ihlali kredi anlaşmasını geçersiz kılınmasına sebeptir. Krediyi veren finans kuruluşu, kredi anlaşmasını gerçekleşmesinin ardından, krediyi alan kişiye anlaşmanın bir nüshasını vermek zorundadır. Kredi anlaşmasından vazgeçebilmek için kişinin 14 günlük itiraz süresi vardır. Anlaşmanın imzalanması ile 14 günlük krediden vazgeçme hakkına (Widerrufsrecht) ait itiraz süresi başlar. Ancak anlaşmanın bir nüshası krediyi alan kişinin eline geçmeden de süre başlamaz. Yani her iki şartın da gerçekleşmiş olması gerekir. Anlaşmazlık durumlarında kredi anlaşmasının bir kopyasını müşterisine verdigini ispatlama yükümlülüğü finans kuruluşuna aittir. Alınan kredi kişinin banka hesabına girmiş bile olsa, paranın eksiksiz olarak geri havale edilmesi ve 14 gün içinde itiraz dilekçesi yazılması şartıyla kredi anlaşması hiş bir masraf olmadan iptal edilebilir.

11.06.2010 tarihindeki bir değişiklikle tüketici kredisi şartnamesi, tüketicinin lehine değiştirilerek iyileştirilmiştir. Buna göre çeşitli finans kuruluşlarının kredi tekliflerinin kolaylıkla karşılaştırılabilmesi amacıyla, standart hale getirilen ve tüm Avrupa ülkelerinde aynı şekilde kullanılan 'Europäische Standard Informationen für Verbraucherkredite' başlıklı form hayata geçirilmiştir. Bu form, kredi miktarı, süresi, aylık kredi taksidi, faiz oranı gibi kredi ile ilgili önemli bilgileri herkesin kolaylıkla anlayabilieceği şekilde hazırlanmış bilgileri içerir. Bu bilgilendirme formunun müşteriye teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğü yine finans kuruluşuna aittir.

BİR AY SONRA DA İPTAL MÜMKÜN OLABİLİR

11.06.2010 tarihinden itibaren yapılan kredi anlaşmaları herhangi bir süre dikkate alınmadan her zaman fesih, yani iptal edilebilir. Örneğin 84 ay süreli yapılan bir kredi anlaşması, kişinin eline imkan geçmesi halinde istenirse 1 ay sonra bile iptal edilebilir. Yani tamamıyla geri ödenip kredi erken kapatılabilir. Bu durumda kişi aldığı kredinin sadece 1 aylığına denk düşen faizi öder, arta kalan 83 ay için hesaplanan faiz hesaptan düşülür. Burada dikkate alınması gereken önemli konu şudur: Aylık kredi taksiti, ana paranın geri ödenmesi ve faiz ödemesinin bir araya gelmesinden oluşur. Örnek olarak 100,- Euro aylık taksidi olan 84 aylık bir kredinin ilk aylık ödemede 60,- Euro’su faiz, 40 Euro’su ana para ödemesi olabilir. Bu denge geçen her ay değişir ve faiz kısmı gittikçe azalır, ana para kısmı gittikçe yükselir. Böylece kredinin son ayları yaklaştığında 100,- Euro aylık taksidin 90,- Euro’su ana para, 10,- Euro’su ise faiz ödemesi olabilir. Örnekten de anlaşlacağı üzere, kredinin ilk aylarında ödenen faiz oranı, daha sonraki aylara oranla çok daha yüksektir. Bu nedenle kredi anlaşmalarının sonlarına doğru erken geri ödenmesi, müsteriye faiz açısından minimum fayda sağlar. Zira örnek aldığımız 84 aylık kredi üzerinden düşünecek olursak, kredinin 42 aylık süresi içinde, bu kredi için hesaplanan tüm faizin % 75’ i ödenmiş olabilir. Böyle bir kredi ilk 12 ya da 24 ay içerisinde geri ödendiği taktirde, faiz konusunda çok büyük tasarruf sağlamak mümkündür. İşlem ücretinin (Bearbeitungsgebühr) kredinin erken geri ödenmesi halinde müsteriye iadesi söz konusu değildir. Yazımızın devamında belirtildiği gibi, işlem ücreti zaten bir mahkeme kararı ile artık iptal edilmiştir.

11.06.2010 tarihinden itibaren yapılan kredi anlaşmaları tamamen erken geri ödendiği taktirde, müşterinin arta kalan borcunun % 1’ini erken geri ödeme tazminatı (Vorfälligkeitsentschädigung) olarak ödemesi gerekmektedir. Eğer kredi taksitlerinin bitimine 12 aydan daha az bir zaman kaldıysa, bu miktar % 0,5’e düşer. Örneğin alınan kredi miktarı 10.000 Euro olarak kabul edersek, müşterinin geride kalan borcu 7.000 Euro olur. Müşterinin ödemesi gereken tazminat 70 Euro olur. Eğer kredi taksitlerinin bitimine 12 aydan daha az bir zaman kaldıysa ödenecek tazminat 35 Euro olur.

11.06.2010 tarihinden önce imzalanan kredi anlaşmalarının tamamen erken geri ödenmesi 3 ay önceden çıkış dilekçesi yazılması ile mümkündür. Bu durumda yukarıda bahsedilen erken geri ödeme tazminatı söz konusu değildir. Ancak, krediyi veren kuruluş anlaşmanın erken bozulması nedeniyle makul kabul edilebilecek bir işlem ücreti talep eder. Eğer müşteri razıysa, 3 aylık süre dikkate alınmadan da kredi geri ödenebilir. Bu durumda banka 3 aylık faiz kaybını müsteriye yansıtabilir ve müşterinin kredinin kapanması için geri ödemesi gereken miktar bu kayıp oranında yükselir.

Kredinin tamamını erken geri ödeme imkanının yanında kısmi ödemeler (Sondertilgung) imkanı da vardır. Bir örnek ile açıklayacak olursak, 72 ay vadeli, 25.000 Euro meblağlı ve 420,- Euro aylık taksitli bir kredi için, kişi eline imkan geçtiğinde 5.000,- Euro

isteğe bağlı, plan dışı ödeme yaparsa, kredinin aylık taksitlerinde ve faiz oranında bir değişiklik olmaz. Ancak ödemenin yapıldığı andan itibaren kredinin geride kalan süresi 12-15 ay kadar kısalır. Dolayısıyla bu zamana denk düşen faiz miktarından tasarruf edilir. Yukarıda kredinin tamamının mümkün olduğunca vadenin ilk senelerinde geri ödenmesi ile ilgili örnek, plan dışı isteğe bağlı geri ödemeler için de geçerlidir.

KREDİ SİGORTALARINA DİKKAT

Tüketici kredileri, bankalar açısından oldukça kârlı olduğu için, genelde kredi sigortası (Restschuldversicherung) ile birlikte pazarlanmakta ve bu sanki kredi anlaşmasının bir parçasıymış gibi gösterilmektedir. Müşteri bu sigortanın yapılması mecburi midir yoksa isteğe mi bağlıdır? Çoğu zaman müşteriler bunun farkına bile varamamaktadır. Bir çok banka, 'sigorta yoksa kredi de yok' gibi bir sistemle çalışmaktadır. Gerçekte ise müşteri, kendisi gerekli görmüyorsa herhangi bir kredi sigortası yapmak zorunda değildir. Zira dikkat edilmediği taktirde böyle bir sigortanın masrafı inanılmaz rakamlara ulaşabilir. Kredi sigortası ile müşteri, ölüm, kaza ve hastalık sonucu çalışamama ve işsizlik risklerine karşı kredisini sigortalayabilir. Bu risklerden birisi kredi süresi içinde ortaya çıktığı taktirde sigorta devreye girerek kredi taksitlerini öder. Vatandaşlara tavsiyemiz, kredi görüşmesi sırasında, kredi sigortasının kredi anlaşması için şart olup olmadığını sormalarıdır. Cevap genelde 'hayırdır'.

Bankaların kredi konusundaki danışmanlık hizmetleri ve müşterilerinin kredibilite durumlarının kontrolü için talep ettikleri ve kredinin faizi dışında müsterilerinden aldıkları, genelde kredi miktarının %2 ya da %3’ ü oranındaki masraf, işlem ücreti (Bearbeitungsgebühr) olarak adlandırılıyor. Dresden Eyalet Yüksek Mahkemesi 24.08.2012 tarihli kararıyla (Az: 8 U 662/11), bankaların ve finans kuruluşlarının tüketici ve emlak kredileri için müşterilerinden talep etmiş oldukları işlem ücretini (Bearbeitungsgebühr) geçersiz olduğunu karara bağlamıştır. Çok sayıda tüketici koruma kululuşu vatandaşların bu güne kadar aldıkları krediler için ödedikleri işlem ücretlerini bankalardan geri talep etmeleri yönünde tavsiyede bulunmaktadır. Bankalar müşteri başvurmadığı sürece herhangi bir geri ödeme yapmamaktadırlar. Vatandaşlarımıza tavsiyemiz, en azından 3 sene öncesine kadar, yani 2009 senesinden itibaren aldıkları tüketici ve emlak kredisi ya da elektronik ve mobilya kredilerinin anlaşma metinlerini kontrol etmeleri, tespit ettikleri işlem ücreti ve buna benzer masrafları bir dilekçe ile bankadan geri istemeleridir. Bu konuda http://www.verbraucherzentrale-sachsen.de/mediabig/225911A.pdf internet adresindeki dilekçe örneği kullanılabilir.

 

 

Tamer Yılmaz

Dipl. Betriebswirt (TR)

service@finanzpartner.co