NSU davasında akreditasyon krizi

Almanya'da

2000-2007 yılları arasında 8 Türk, 1 Yunan ve bir Alman kadın polis memurunu öldürmekle suçlanan NSU isimli Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü'nün geride kalan üyesi Beate Zchäpe'nin davasında Türk Medya temsilcileri için yer ayrılmaması çeşitli tepkilere yol açtı. 17 Nisan'da Münih Eyalet Mahkemesi'nde görülecek olan davada 50 farklı medya kuruluşunun temsilcileri için akreditasyon yapılırken, Türk Medyası'nı temsilen hiç bir kuruluşun olmaması tepkilere yol açtı. Salonda sabit yer alacak basın temsilcileri listesinde yer almayan basın yayın kuruluşu temsilcileri, listede isimleri olan gazetecilerin dava başlamadan 15 dakika öncesine kadar salonda yerlerini almamaları durumunda salonda basın için ayrılan boş yerlere oturabilecekler.

BARBARA JOHN'DAN ÖNEMLİ VURGU

Federal Hükümet (Bundesregierung) tarafından kurban yakınlarına danışmanlık yapmak üzere atanan Barbara John mahkemede Türk gazetecilere de yer ayrılması gerektiğini dile getirdi. Konuyla ilgili olarak (Mitteldeutsche Zeitung) Gazetesi'ne bir açıklama yapan John: 'Almanya'da çok sayıda Türk buradaki gelişmeleri Türk basınından takip ediyor. Bu sebeple bu basın kuruluşlarının davayı takip etmesi sağlanmalıdır.' şeklinde konuştu.

CDU' LU POLENZ DE TEPKİ GÖSTERDİ

Federal Hükümet'in büyük ortağı olan Hrıstiyan Demokrat Parti (CDU) yetkilileri de konuya tepkisiz kalmadı. Bu bağlamda bir açıklama yapan CDU Federal Parlamento (Bundestag) Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz mağdurların etnik kökeni göz önünde bulundurması gerektiğini ve Türk gazetecilerine mahkeme salonunda yer verilmesinin daha iyi olacağını belirtti.

ÖZDEMİR: 'MAHKEMENİN GEREKÇESİ BÜROKRATİK'

Mahkeme salonundaki Türk Medyası için yer ayrılmaması konusunda bir açıklama da Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir'den geldi. Mahkemenin yer ayırma işinin müracat sırasına göre verildiği açıklamasının bürokratik bir gerekçe olduğunu vurgulayan Özdemir: 'Almanya'nın Winnenden kentinde yaşanan katliamın mahkemesinde hem Alman hem de yabancı basın mensuplarına mahkeme salonunda yer rezervasyonu yapılmıştı. Bavyera'da benzer bir çözüm neden mümkün olmasın?' dedi.

İLK BAŞVURAN KURULUŞLARA VERİLDİ

Konuyla ilgili yapılan eleştirilerin ardından bir açıklama yapan mahkeme sözcüsü Margarete Nötzel, akreditasyonların başvuru sırasına göre verildiğini ve objektif olarak yapıldığını söylerken: 'Süreç duyurulduktan sonra mahkemeye başvurularını en hızlı şekilde gönderen 50 medya kuruluşuna yer ayrıldı.' dedi.
Davaya ilginin çok büyük olması sebebiyle mahkeme salonunda kamuoyu ve gazetecilere toplam yaklaşık 100 kişilik yer ayrılması planlanıyor. Hatırlanacağı gibi Mahkeme salonunda Türk Büyükelçisi'ne sabit bir yer ayrılmaması da büyük tepkiyle karşılanmıştı.

Haber: (Almanya Bülteni) - Münih