-
Aa
+
 17/07/2014
 

İşportacılar korosu

arif-senturk-nester

 

Sorunlarının çözümünün Ankara'da milletvekili olmakla hallolacağını zannedenlere açık mektup. Arif Şentürk yazdı.

Image
Arif Senturk nester

12 Haziran 2011’de Türkiye’de genel seçimler yapılacak. Almanya’da yaşayan Türklerin bu seçimlerde oy kullanacakları dillendirilse de, bunun uygulamada nasıl olacağını kimse bilmiyor. Ortada bu bilinmezlik dururken, bazı milletvekili olma heveslileri gruplar halinde Ankara’ya giderek siyasi partilerin kapılarını çoktan çaldılar bile. Bazı dernekler işi biraz daha abartarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’na gidip sorunun çözümü için kendilerince fikir alış verişinde (!) bulundular. Hatta YSK’dan Almanya’nın ayrı bir seçim bölgesi olarak ilan edilmesini bile isteyenler oldu.

Bu malum koronun ağzında yıllardır hep aynı nakarat var. Bu nakarat aynen şöyle : 'Almanya’daki sorunlarımızı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşımak için bizlerden de belirli sayıda temsilcilerin milletvekili olarak seçilmesi sağlansın! Türkiye’de yapılacak seçimlerde biz de oy kullanmak istiyoruz. Oy hakkımızı isteriz.' Sanki buradan birkaç kişi Ankara’ya milletvekili olarak gittiğinde buradaki bütün sorunlar çözülecekmiş gibi, bu hayalin şarkısı bu güne kadar söylenegeldi.

TEHLİKELİ BİR VİRÜS

Yukarıdaki nakarat ilk dinlendiğinde kulağa hoş geliyor. Ama bu görüş aslında çok tehlikeli bir virüs. Niçin mi? Hemen söyleyelim. Yarım asırdır Almanya’da yaşayan Almanyalı Türkler, özellikle son beş yıldır, siyasi görüş farklılıklarına bakmadan aynı masa etrafında oturup ortak hak arayışı noktasında beraber hareket etme kültürünü oluşturmaya başladılar. 'Bu noktaya gelebilmek için 40 yıl niçin beklendi?' sorusunun uzun tartışmalarına girmeden devam etmek istiyorum. (Çünkü o sorunun cevabı tam bir konferans konusu.) Aslında Almanyalı Türkler 40 yıl beklemekle fazla da zaman kaybetmediler. Zira, Almanya da, göçmenlere yönelik olarak ciddi çalışmaları son 10 yıldır yapıyor. Bu nedenle arada pek de fazla zaman farkı yok….

SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜM YERİ TÜRKİYE DEĞİL, ALMANYA !

Türkiye’den buraya gelen siyasilere ve diğer yetkililere her fırsatta burada yaşayan vatandaşlarımıza Türkiye’deki seçimlerde oy kullandırılmasının sakıncalarını anlatmaya çalıştım. Bunları bu gün de buradan sizinle de paylaşarak tarihe bir not düşmek istiyorum.

Sorunlarının çözümü için mutlaka Ankara’ya gitme heveslisi olan bu 'aynı nakaratçı' koronun sorunlarının %90’ı Almanya’da mahalli makamlarla birlikte çözülebilecek olan sorunlar. Yani bu sorunların çözümü için milletvekili olmalarına ve Ankara’ya bu sorunları taşımalarına gerek yok. Geride kalan %10’luk bölüm için ne Türkiye’deki seçimlerde oy kullanmalarına, ne de milletvekili olmalarına gerek var. Sorunlarını ilgili makamlara doğru bir yöntemle iletsinler.

Ayrıca ortada daha önemli bir engel daha var. Hiç bir devlet, iç meselesi olarak gördüğü bir konuda dışarıdan, (başka bir ülkeden) doğrudan veya dolaylı olarak müdahale edilmesine müsade etmez, edemez.

NELER YAPILMALI ?

Aslında bu sorunların çözümü için yapılması gereken şey ortada. Almanya’yı yeni yurtları kabul etmiş olan Almanyalı Türkler, Almanya’daki ilk kuşağın beraberinde getirdikleri ve bir türlü sıyrılamadıkları Türk siyaseti ile ilgili ideolojik farklılıkları bir kenara iterek, enerjilerini, hayatlarının merkez üssü olan, vergi ödedikleri yeni yurtları Almanya’da günden güne katlanarak büyüyen sorunlarını çözmek için harcamaları gerekiyor. Bu sorunları onların yerine birilerinin çözeceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar.

PARTİLER İÇ SİYASİ ÇEKİŞMELERİNİ BURAYA TAŞIMAMALI

Bu koronun içerisindeki bazı işportacılar, burada bu işin mücadelesini verecek bir formasyona ve kabiliyete sahip olmadıkları için, milleti gaza getirip kendi piyasalarını yapma hevesindeler. Bunu bilmiyor ve kimse anlamıyor sanmasınlar. Bunun farkında olanlar var…

Ayrıca, Almanya’daki vatandaşlarımızın Türkiye’deki genel seçimlerde oy kullanmalarının bir sakıncası daha var. Türkiye her seçim öncesi siyasi bir kamplaşmaya sahne olur. Bu siyasi kamplaşmanın seçim vesilesiyle Almanya’ya taşınması, Almanya’da yaşayan Türklerin de benzer siyasi kamplara bu kez devlet eliyle ayrılması anlamına gelmeyecek mi?

Nitekim geçtiğimiz günlerde Kuzey Ren Vestfalya’nın Ruhr Bölgesi merkezli bir insiyatif grubu 12 Haziran 2011’de yapılacak genel seçimlerde kendilerinden bir temsilcinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilmesi için bir imza kampanyası başlattı. Farklı fraksiyonların koroları da bir yerden düğmeye basılmış gibi, hemen harekete geçerek kıyameti kopardılar. Türkiye’de seçim kampanyası başlamadan buradakiler havaya girdiler bile. Başladılar birbirlerine insafsızca saldırmaya. Çok önceden Türkiye'den gelen siyasilere dile getirdiğim endişelerle bu gün karşı karşıyayız. Dilerseniz birbirlerinin adayları için ortaya atabilecekleri iddiaları bir tasarlayalım:

Bu temsilci niçin sizden olacakmış bakalım? Bizden olmalı…
Sizin inisiyatif grubunuz kaç kişiyi temsil ediyor? Sizin tabanınız yok…
Ayrıca siz filanca partinin sempatizanısınız.
Sizden olursa biz yokuz.
Sizin adayınız halkla iç içe değil, halk o adayı desteklemez.
O aday Almanya’nın adamı.
Hayır o aday vatan haini.
O aday kürt, o olmaz…
O aday Türk, o adayı biz desteklemeyiz…
Faşist ülkücüleri kesinlikle desteklemeyiz…
Bu aday milli görüş tandanslı, o aday kesinlikle olmaz….
Diğer aday da filanca cemaat ile yakın ilişki içinde.
Bu aday Ergenekoncu.
Filanca grubun adayı da hocaefendinin sempatizanı, o da olmaz…

…….

Bunlar ilk düşündüğünde insanın aklına gelebilecek sorulardan bazıları. İşin meraklısı olanların aklına daha ne bayramlık sorular gelebileceğini artık siz düşünün.

PARTİLERİN ALMANCI ADAYLIK TARİFELERİ YOLDA

Bir bakıma kullanılmaya da çok müsait olan bu müstakbel milletvekillerimizin bu aşırı vekillik hevesleri Türkiye’deki siyasi partilerin çok hoşlandığı bir durum. Çünkü seçim zamanı yaklaşınca bu koronun mensupları birer birer siyasi görüşlerine uyan partilerin kapılarını adaylık için çalacaklar. Bu partiler de Almanyalı Türkler için ayrı bir aday adayı fiyat tarifesi belirleyecekler. Daha iyi anlaşılması için konuyu biraz açalım. Örneğin Tokat’tan milletvekili aday adayı olacak birisinin adaylık başvurusunda ödeyeceği miktar ile Almanya’dan aday adayı olacak kişiden alınacak başvuru ücreti aynı olmayacak. Ne de olsa ‚almancılar’da para bol. Onlara biraz kabarık bir fatura çıkarmak lazım. Her partiye yüzlerce başvuru yapılacağından hareket edersek, bu işin sonunda partilerin kasalarına epeyce Euro gireceği kesin. Bu da partiler aracılığıyla yapılacak olan legal bir soygun olacak. Partilerin bu durumdan klasik bir manevrayla: 'Kimseye baskı yapmıyoruz, isteyen aday adayı olur istemeyen olmaz.' sözüyle kurtulacağı da ortada. Ama onları da tarih ve Almanyalı Türkler, zamanı geldiğinde, bu davranışlarından ve samimiyetsizliklerinden dolayı yargılayacak.

ADAY OLACAKLAR HEMEN ANKARA’YA GİTSİN !!!

Neyse lafı fazla uzatmadan söyleyeceklerimizin özüne gelelim : Türkiye’de milletvekili olma meraklıları ilk uçakla atlayıp Türkiye’ye gitsin ve gönüllerinin istediği partilerden Türkiye’de aday adayı olsunlar. Ama bu işi yaparken Almanyalı Türkleri şahsi emelleri için malzeme yapmasınlar.

Almanya’da doğup bu sistemin kazanımlarıyla yetişmiş olan pırıl pırıl bir nesil var. Bu nesil de artık elini taşın altına koyarak, kendinden öncekilerden sorumluluk bayrağını almak için bir şeyler yapmalı. Bu yeni kuşağın temsilcilerinin Türkiye’de milletvekili olmasına gerek yok. Onlardan siyasete meraklı olanlar, yıllar önce baba ve dedelerinin iş gücü olarak kalkınması için kendi çaplarında katkı sağladıkları Almanya’ya farklı bir alanda ve fonksiyonda katkıda bulunmalarının zamanı gelmiştir. Eğer bunu başarırlarsa, bu gün bu işin işportacılığını yapmaya kalkanlar da bir gün onların başarılarını alkışlamak zorunda kalacaklar. Böylece ne Almanya’da ne de Türkiye’de tam olarak niteliklerinin farkına varılamayan ve bir tarafta ‚almancı’ diğer tarafta ‚yabancı’ olarak anılan bu kahramanları tarihin altın harflerle yazacağı gibi, hem Almanya hem de Türkiye bu kahramanlarla o gün gurur duyacaktır.

SON BİR TAVSİYE

Şu milletvekili meraklılarına son bir tavsiyem daha olacak. Sizler de Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma yerine, burnumuzun dibinde yapılan ve vergimizi düzenli olarak ödediğimiz Almanya’da, Alman vatandaşı olmayanların da vatandaş olmalarına bakılmaksızın en azından mahalli seçimlerde oy kullanmalarını sağlamak için çaba harcayın. İnanın bu yapacağınız iş, burada yaşayan bütün yabancılar adına çok önemli bir kazanım olacağı gibi, gelecek nesillerin de sizi saygı ve şükran duyguları ile anmalarını sağlayacaktır.

Bu düşüncelerle, işportacılık yerine daha güzele ve daha zora talip olanlara selam olsun. Artık top sizde. İster saygı ve şükran ile yadedilin, isterseniz tarihteki sıradan hokkabazlar arasında yerinizi alın.

Tercih sizin….


Arif Şentürk
senturk(at)almanyabulteni.de

GÜNÜN SÖZÜ: ' Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiç bir rüzgar fayda vermez.' (MONTAIGNE)

 

GÜNÜN SORUSU: Almanya’daki hangi Türk gazetesinin devletten yüklü bir miktarda para aldığı sanılmaktadır?