Venedig'de tatil

Yoğun ve yorucu bir geçen bir yılın yorgunluğunu atmak için yaz tatilinde yolumuz Venedig'e düştü. Uzun zamandır hep görmek istediğim bir yerdi. Sonunda gitme fırsatı yakalayıp gittik. Gerçekten umduğumuzdan daha fazlasını gördük. Bu gördüklerimi kısaca sizlerle paylaşmak isterim. Venedik Kuzey İtalya'nın doğusunda Adriyatik Denizi'nin kuzey kıyılarında, İtalya'nın bir ada şehri. 414 bin metre kare alan üzerinde yaklaşık 118 adacıklar üzerinde kurulmuş.

Adacıklar arasında 177 kanal ve onları birbirine bağlayan 400'ün üzerinde köprü mevcut.

Ve 3000'ün üzerinde çıkmaz sokakların oluşturduğu ilginç bir yer. Şehirde yaklaşık olarak 250 bin kişi yaşamakta. Ama adaya yıllık gelen turist sayısı 24 ile 25 milyon kişi arasında değişmekte. Ki bu inanılmaz bir rakam. Çünkü 2013 ylında Türkiye'ye gelen turist sayısı 34 milyon cıvarında. Artık kıyasalamayı siz yapın!!! Venedik'e Mestre üzerinden yaklaşık 5 km'lik deniz üzerine inşa edilen Ponte della Libertà adlı köprü üzerinden ulaşmak hem araç ile hem de tren ile mümkün. Tabii ki deniz yolu ile de.

Adanın Santa Croce bölgesi dışındaki San Polo, Dorsoduro, Cannaregio, San Marco und Castello kısmında motorlu kara araçları yasak.

400' ün üzerinde Gondol

Venedig'de tüm ulaşım deniz taştıları ile yapılmakta. Adada halen adanında sembolü olan turistlik lisanlı 400 civarında Gondol, 200 civarında deniz taksisi ve belli hatlar arasında çalışan deniz vapurları mevcut. Tabii ki polis, sağlık ve şehrin diğer ihtiyaçları için çeşitli sürat motorları da izne tabii olarak kullanılmakta. Biz Venedig'te kaldığımız 3 gece 4 gün boyunca yürüyerek yaklaşık 50 km yol yaptık. Elimizden geldiğince bir çok sokakları yürüyerek görmek istedik. Bir kere fiyatlar denildiği kadar uçuk değil. Hem de her köşede uygun fiyatlara pizza, makarna, balık hatta döner bile yemek isterseniz bunu 2 ile 12 Avro arasında yemeniz mümkün. Yani her keseye uygun güzel mekanlar var. Ve gördüklerimizin hepsi de temizdi.Özellikle de tuvaletleri(!) Bir de bizlerden farklı olarak kimse bizi restaurant ya da bistrolar önünde kolumuzdan tutup içeri çekmek istemedi. Adanın sembolü olan Gondol'a binmek isterseniz 40 dakikası 6 kişi için 80 Avro. Burada pek pazarlık yapma şansınız yok fiyatlar sabit. Ama uzunca bir yürüyüşün ardından Goldol'la o ara sokakları gezmek harika. Tüm su taşıtlarını kullananlar kurallara sımsıkı uymakta. Adada gürültü patırdı pek yok. Sokaklarda belli aralıklarda “seyyar satıcılar”mevcut. Genellikle Afrika, Hint ve Çin kökenliler. Çoğu hediyelik eşya, meyve-sebze satmakta. Ama rahatsız edici boyutta değiller. Yıllar sonra onlardan incir alıp yemek beni taaa çocukluk yıllarıma götürdü.

ık hava müzesi

Bana göre adanın her tarafı görülmeye değer adeta bir açık hava müzesi. Doğal dokusu bozulmamış evlerinden, sokaklarına, köprülerine kadar. İlla da bir kaç isim vermem gerekirse;

Taaa ki Piazza San Croce'den Rialto Köprüsü, Düka Sarayı (Palazzo Ducale) San Marco Bazilikası (Basilica di San Marco), Campanile Çan Kulesi, Büyük Kanal (Canale Grande), Musevi Mahallesi (Ghetto Ebraico di Venezia), Merceria Pazar Sokağı, Şehir Meydanları (Piazza Santa Maria), Maske dükkanları, Saat Kulesi (Torre dell'Orologio) ve Murano adasındaki cam Fabrikası  vb... kadar.

Her meydanda çeşme

Burada en çok hoşuma giden bir şey de bana Konya'yı hatırlatan her meydanın da çeşmelerin bulunması ve suyunun içilebilir olması oldu. Onun için de etrafımızda kirli pet şişelerin de kaynağı belli olmayan su satanlara rastlamadık. Bu hem serinleme için hemde susuzluğu gidermek için Venedig Belediyesi’nin gelen misafirlerine bir jesti imiş.

Venedig-Mestre Otobüsü

Eğer ki adada canınız sıkılırsa karaya otobüs ile Piazzale Roma meydanından 1 Avro 30 Cent'e Mestre ve Marghera'ya gidebilir oarayı da gezebilisiniz. Otobüsler klimalı ve çok kalabalık değil. Yani çok rahat bir şekilde Mestre'ye gidebilir şhir turu yapabilirsiniz. Biz tam öğle satlerinde gittik şehir adeta bomboştu. Çünkü herkes öyle uykusunda (siesta) idi. Ama gittiğimize değdi.

Şehrin merkezinde rengarenk evler ve birbirinden şirin kafelerde dondurma yemek çok keyifli idi. Kısacası Venedig başka bir yer. Umarım Türkiye'mizde sahip olduğu değerlerine böyle sahip çıkar ve turisti bir çok işletme sahibi gibi “SAĞILIR İNEK OLARAK GÖRMEZ”

 

Bayram Aybastı