-
Aa
+
 27/04/2017

Çin Dışişleri Bakanı Berlin'de

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Kore yarımadasındaki bir ihtilafın sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı ilgilendirdiğini söyledi. Gabriel, başkent Berlin’de Dışişleri Bakanlığı konukevi Villa Borsig'de Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüştükten sonra düzenlenen basın toplantısında, Çin ile karşılıklı sosyal, ticari ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra Kuzey Kore ile yaşanan ihtilafı da yoğun şekilde ele aldıklarını belirtti. Kore yarımadasındaki gelişmeleri artan bir endişe ile izlediklerini ve Kuzey Kore tarafından bir nükleer programın geliştirilmesinin uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu dile getiren Gabriel, “Bunu kabul edemeyiz ve etmek de istemiyoruz. Bu nükleer programın durdurulması ve Kore yarımadasının adım adım silahsızlandırılması konusunda Çin ile görüş birliği içinde olmamızdan dolayı da memnuniyet duyuyorum." ifadesini kullandı.

NÜKLEER SİLAHSIZLANMAYA KATKI

Çin tarafından teklif edilen ve bir yandan nükleer programın askıya alınmasını, diğer yandan da büyük askeri operasyonların durdurulmasını öngören öneriyi de dikkate aldıklarını ifade eden Gabriel, "Bunun, en azından gerginliğin daha da artmasının önlenmesi açısından ilk adımı oluşturacağını düşünüyoruz. Bu, gerginliğin azaltılmasına ve ardından da adım adım nükleer silahsızlanmaya katkı sağlayacaktır." dedi. Çin'in Kuzey Kore ile yaşanan gerginliğin giderilmesi konusunda ABD ile birlikte yoğun çaba harcadığını ve sorumlu bir tutum sergilediğini kaydeden Gabriel, ancak bu konuda asıl sorumlu tarafın Kuzey Kore olduğunu, bu ülkenin Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasını ihlal ettiğini söyledi. Krizin aşılması konusunda sürdürülen görüşmelere Almanya'nın diğer AB ülkeleri ile birlikte katıldığını belirten Gabriel, "Kore yarımadasındaki bir ihtilaf sadece bölgeyi değil tüm dünyayı ilgilendirir." dedi. Gabriel, Çin'in bu konuda merkezi bir arabulucu rolü üstlenmesini memnuniyet ile karşıladıklarını belirterek, “Bu nedenle herkes bu konuda Çin'in sorumlu bir tutum sergilediğinin farkında diye düşünüyorum." ifadesini kullandı. Gabriel, tüm olumsuz gibi görünen açıklamalara rağmen aslında ABD'nin tutumunun da ortamı yatıştırmaya katkı sağladığını savundu.

AMERİKAN YÖNETİMİ’NDEN MEMNUNİYETİNİ DİLE GETİRDİ

Amerikan yönetiminin tutumunu büyük memnuniyetle karşıladığını ifade eden Gabriel sözlerini şöyle sürdürdü: "2 hafta önce İtalya'da düzenlenen G-7 dışişleri bakanları toplantısında ABD Dışişleri Bakanı'nın ilk kez, hedeflerinin bir rejim değişikliği olmadığını söylemesini çok iyi karşıladım. Birkaç yıl boyunca bunun çok daha farklı yorumlandığı zamanlar oldu. Amerikalılar, hedeflerinin rejimi değiştirmek olmadığını, bölgedeki ve ABD'deki güvenliği ve istikrarı sağlamak istediklerini söylediler. Bunu da dikkate değer bir adım olarak gördüm. Şimdi, nükleer denemelerin sürdürülmemesi yönünde bir ilk adım atıldı. Bundan sonraki adım da ancak yeniden müzakere masasına oturulması olabilir."

ÇİN İLE TİCARET

Gabriel, bazı alanlarda yaşadıkları görüş farklılıklarına rağmen Çin Halk Cumhuriyeti'nin de kendileri için gittikçe daha büyük önem kazandığını kaydetti. Çin’in Almanya ile benzer ekonomik çıkarları olduğuna değinen Gabriel, "Elbette dünyanın bir kısmı kendi kabuğuna çekilir ve korumacı önlemler almaya başlarsa,  biz de yeni ve daha yoğun ortaklıklar ararız. Bu eski ortaklıklar istemediğimiz anlamına gelmez, aksine ABD ile adil ve açık ticaretten yanayız.” dedi.

KUZEY KORE KENDİSİ KARAR ALIR

Çinli Bakan da, Kuzey Kore'nin egemen bir devlet olduğunu ve nükleer denemelerden vazgeçip geçmeyeceği konusunda kendisinin karar alacağını ifade ederek, ancak Çin'in de bu ülkenin nükleer silahlanmasına karşı olduğunu söyledi. Kuzey Kore'nin, silahlanma sebebinin ABD'yi tehdit olarak görmesinden kaynaklandığını açıkladığına işaret eden Wang, bu nedenle bu iki ülkenin bir araya gelerek müzakere masasına oturması gerektiğini, Çin'in de büyük bir komşu ülke olarak arabulucu rolünü sürdüreceğini ifade etti.

SAVAŞ RİSKİNİ AZALTMAK HEPİMİZİN ÇIKARINA

Bir gazetecinin, bölgede savaş riski görüp görmediğini sorması üzerine de Wang, "Yüzde 1 olasılığa bile izin veremeyiz. Orası Ortadoğu gibi değil. Eğer bir savaş çıkarsa bu çok büyük ve tahmin edilemeyecek sonuçlar doğurur. Bu nedenle savaş riskini azaltmak genel olarak hepimizin çıkarına." şeklinde konuştu. Müzakere masasına oturulmasının ve bölgede kışkırtıcı davranışlardan kaçınılmasının önemli olduğunu belirten Wang, sadece nükleer denemelerin durdurulmasının yeterli olmadığını, Kore yarımadasında güvenliği kalıcı hale getirebilecek bir mekanizmaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

DENİZ YOLLARININ KORUNMASI ŞART

Wang, başka bir gazetecinin, Çin'in yeni bir uçak gemisi yaparak bölgedeki üstünlüğünü sergilemek isteyip istemediği şeklindeki soruya karşılık da, söz konusu geminin güvenlik çıkarlarına hizmet ettiğini belirterek, yurt dışında yaklaşık 30 bin Çin şirketinin faaliyet gösterdiğini, bu şirketlerin mal taşıdığı deniz yollarının korunmasının şart olduğunu söyledi. Çinli Bakan, ülkesinin, savunmaya dayalı stratejisinden vazgeçmediğini ve yayılmacı bir politika izlemediğini de kaydetti. Wang ayrıca, AB'nin en önemli ülkelerinden Almanya ile stratejik ortaklığa büyük önem verdiklerini sözlerine ekledi.

Haber: (Almanya Bülteni) – Berlin
Kaynak: (AA) Anadolu Ajansı

Politika