-
Aa
+
 26/03/2018

Türk-Alman ilişkileri stratejik temele oturdu

Türk-Alman ilişkileri stratejik temele oturdu

Siemens CEO'su Hüseyin Gelis, "Türk-Alman ilişkilerinin tarihsel olarak stratejik bir temele oturduğunu düşünüyorum. Tabii ki inişler çıkışlar olmuştur. Her ilişkinin normal bir sonucudur bu." dedi. Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Hüseyin Gelis, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde Allianz Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes'in yönettiği "Avrupa'nın Geleceği" konulu oturumda yaptığı konuşmada, küreselleşmenin önemli yanlarından birinin de duygusallaşmayı beraberinde getirmesi olduğunu söyledi.

İLİŞKİLER SADECE TİCARİ DÜZLEMDE DEĞİL

Türkiye-Almanya ilişkilerinin 200 yıl önce Osmanlı döneminde başladığını ve Siemens'in Türkiye'ye 1856'da geldiğini anımsatan Gelis, şunları kaydetti: "Dolayısıyla bu ilişkiler sadece tek bir ticari işlem üzerinden gelişmedi. Siyasi ve iş çevresine bakacak olursanız iki tür ilişki vardır. Bunlardan biri ticarete dayalı ilişkilidir. Mesela bir ülkeye gidersiniz projeniz vardır, fırsat vardır. Bir de stratejik bir ortaklığınız olur. Yani bu lokasyon sizin için önemlidir. Özellikle ikili ilişkileriniz için bunu geliştirmeye çalışırsınız. Türk-Alman ilişkilerinin tarihsel olarak stratejik bir temele oturduğunu düşünüyorum. Tabii ki inişler çıkışlar olmuştur. Her ilişkinin normal bir sonucudur bu. Türk-Alman ilişkilerini ele aldığımız zaman şunu da söyleyebilirim, neredeyse akraba gibi olduk. Almanya'nın diğer ülkelerle olduğu gibi ilişkisi yok. 'Beraber nasıl hareket edeceğiz, sürdürülebilir bir ilişki nasıl tesis edeceğiz?' ona bakmak lazım." AB'nin Türkiye için çok önemli olduğunu vurgulayan Gelis, Osmanlı döneminde Türkiye'nin hep Batı'ya baktığını söyleyerek, "Bugün de gelişmek için Batı'ya bakıyoruz ve birlikte gelişmek istiyoruz. Bizim aslında tartışmamızın nüvesini bu oluşturuyor. Farklı ülkeler ve kültürler arasında aslında hangi kültürel alt yapıdan geldiğiniz önemli değildir. Burada önemli olan ortak değerlere sahip olmanızdır. Farklı kültürler birbirine bu bağlamda katkı sağlayabilir. Yani yeni bir fikir ortaya sunabilir. Yeni fikirler yeni perspektifleri de beraberinde getirir." ifadelerini kullandı.

DİJİTAL FIRSATLARI DEĞERLENDİRMELİYİZ

Gelis, Avrupa'nın finans merkezinin Londra olduğuna da değinerek, "Avrupa'nın finansal merkez olarak Londra'yı asla kaybedeceğini düşünmüyorum. Londra finansal bir merkez olmaktan çıkmayacak. Aslında dünya sathında daha fazla merkeze ihtiyacımız var. Çeşitlilik yaratmamız gerekiyor" dedi. Dijitalleşmeye de değinen Gelis, "Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler bazında geçtiğimiz yıl TÜSİAD ve Almanya arasında bir anlaşma imzalandı. Dijitalleşme, 4.0 ile alakalı bir anlaşmaydı bu. Gençlere odaklanacağız ve dijitalleşmeyi onlara nüfuz ettireceğiz. Haneler bazında onları eğiteceğiz. Böyle bir anlaşma yaptık, bunun üzerinde çalışacağız. Yeni terminolojiler, yani 4.0 gibi terminolojiler devreye giriyor. Ama işin odağına baktığımız zaman, dijitalleşmenin içinde yatan fırsatlar nelerse bunu ülkelerimize taşımak önemli." diye konuştu.

TÜRK SANAYİSİ EN SOFİSTİKE ELEKTİRİKLEŞME SİSTEMLERİNE SAHİP

Gelis, Türk sanayisinin en sofistike otomatizasyon ve elektrikleşme sistemlerine sahip olduğunu anlattı. Dijitalleşmenin ülkeler arasında daha yakın çalışabilme, iş birliği yapma imkanı sağladını ifade eden Gelis, "Yenilikçilik değimiz vakit aslında ne kadar fazla mikro girişim Türk hükümeti tarafından tedarik ediliyor bilseniz, Türkiye'de ne kadar fazla Ar-Ge merkezi açılıyor bir görseniz, başka herhangi bir ülkede buna rastlamak çok zor." dedi. Gelis, Siemens bünyesinde Ar-Ge alanında 600'den fazla kişinin istihdam edildiğini dile getirerek, "Bunun ve benzeri pek çok örneği görmek mümkün. Sürdürülebilir olması, mevcudiyetini koruması ve güven inşa ediyor olması ülke sathında son derece önemli ve dijitalleşme en önemli araçlardan biri olacak. Ama bunu yaparken de herkesi bunun içine katmayı unutmamamız gerekiyor." sözlerine yer verdi.

Haber: (Almanya Bülteni) – Bursa
Kaynak: (AA) Anadolu Ajansı

Ekonomi