-
Aa
+
 11/03/2015

Davranış bozukluklarının nedenleri

Neuss Nordstadt Türk Veli Derneği  “Çocuklarımız ile gençlerimizde uyum sorunları, davranış bozuklukları ve nedenleri” konlu eğitim semineri düzenledi. Neuss Veliler Birliği üyelerinin iştirak ettiği eğitim seminerine konuşmacı olarak KRV Milletvekili ve Eyalet Uyum Komisyonu Başkanı Arif Ünal katıldı.

HER YENİ BECERİ BİR SORUNU GETİRİR

Çocuklar her yeni gelişim dönemine geçtiklerinde yeni beceriler kazandıklarını söyleyen Ünal, “Çocuğun edindiği her yeni beceri beraberinde çözülmesi gereken bir sorunu da getirir. Gelişim dönemlerinde karşılaşılan sorunlar olağan ve geçicidir, ancak çocuk bu dönemlerde çevresindeki yetişkinlerin yanlış tutumlarına maruz kalırsa veya sorunlarını çözerken engellemelerle karşılaşırsa, dönemsel (olağan) diye nitelenen bu sorunların çözümü yeni gelişim dönemlerine ve çocuğun ileriki yaşlarına ertelenir. Bu durumlarda ortaya çıkan sorunlar uyum ve davranış bozuklukları olarak adlandırılır.“dedi.

DAVRANIŞ BOZUKLUKLARINA DİKKAT ÇEKTİ

1,5 yaşındaki çocuğun davranışlarını örnek olarak gösteren Ünal konuşmasını şöyle sürdürdü: „Birbuçuk yaşandıki tuvalet eğitimi almış bir çocuğun, ilk 1-1,5 sene zaman zaman altına kaçırması normaldir. Çocuk 3,5-4 yaşından sonra da alt ıslatma davranışına devam ediyorsa bu davranış uyum bozukluğu olarak kabul edilebilir. Bunun gibi, bebeklik dönemindeki parmak emme davranışı normal kabul edilirken, 1 yaşından sonraki parmak emme davranışı uyum ve davranış bozukluğuna işaret eder.“

SORUNLARI ERTELEMEYİN

Ebeveynlerin hatalarına da değinen Ünal: „Anne-babalar çocuklarının belirli davranışları bilinçli olarak yaptıklarını düşünerek sorunu görmezden gelir veya davranışı ve çocuğu baskı altına almaya çalışır. Oysa, çocukların çok büyük bir çoğunluğu, bilinçli olarak bu davranışları sergilemez. Çevrelerine bir mesaj vermek için, yani rahatsız oldukları durumları ifade etmek için bunu yaparlar. Anne-babalar sorunu gidermek için, davranışı yapan çocuğu küçük düşürücü, aşağılayıcı ve suçlayıcı tavırlar sergilerler. Bazı aileler sorunu gidermek için çeşitli ceza yöntemlerine, hatta şiddete bile başvurmaktadırlar. Örneğin parmağını emen çocuğun ağzına biber sürmek ve altını ıslatan çocuğu deşifre etmek bu tip tutumlara örnek olarak verilebilir. Ailelerin, cezadan ve suçlayıcı tavırlardan uzak durmaları gerekir. Bu tip baskıcı tutumlar sorunu artırmaktan başka bir işe yaramaz. Bazı aileler ise, sorunu kendi haline bırakıp, kendiliğinden geçmesini beklerler. Oysa, uyum ve davranış bozuklukları, inatlaşma, parmak emme, alt ıslatma vb gibi davranışların dışındaki uyum bozuklukları  kendiliğinden geçmez, mutlaka bu bozukluğun altında yatan sebepler ortadan kaldırıldıktan sonra geçer.“ şeklinde konuştu.

EBEVEYNLERE ÖNEMLİ TAVSİYELER

Bir çok davranış bozukluğunun, çocukların fizyolojik ve bilhassa psikolojik temel ihtiyaçlarının karşılanmamasından meydana geldiğini vurgulayan Arif Ünal anne babalara şu tavsiyelerde bulundu: „Bebekle ilgilenmeyi ciddiye almak (ilginin kalitesi), çocuğun davranışlarını gereksiz yere engellememek, çocuğu cezalandırmamak, çocuğa taşıyabileceği sorumluluklar vermek, çocukları başkaları ile kıyaslamamak, çocuğun hangi yaşta olursa olsun sevgiye ihtiyacı olduğunu unutmamak, çocuğun üstüne aşırı düşmemek, çocukları öcüyle, polisle, doktorla vbç korkutmamak, çocuklara olumsuz model olmamak, anne-babanın birbirlerine karşı hoşgörülü olması ve yanında kavga etmemesi, çocukları başarıları için övmek, çocuk yetiştirmede esnek ve hoşgörülü olmak, çocuğun ilgi alanlarına desdek vermek, anne-babanın çocukların hatalarını affetmesini bilmesi ve en önemlisi o sevdiğinizi ve yanında olacağınızı çocuklarınıza göstermeniz.“ dedi.

Daha sonra seminere katılanların soruları ve cevaplanması ile devam eden seminer, ailelerin aktif katılımları ile zenginleşti.

 

Haber: (Almanya Bülteni) – Neuss

Eğitim